1 Mart 2011 Salı

29 Ekim 2008; Cumhuriyet'in ilanının 85'inci yılında, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Opera Binası'nda sunulan Dünya Prömiyerini izlediğim "ANKARA 1923" adlı korolu senfonik şiir konserinin ardından yaptığım haberim

“ANKARA 1923”: KAHRAMAN HALKA ADANMIŞ BİR ESER

Besteci Mustafa Erdoğan, “Bu kahraman halkın zamanında yapmış olduğu çalışmaların karşılığı olarak böyle milyonlarca eser bestelesek azdır.” dedi.

Merve Ertekin

Mustafa Erdoğan'ın bestelediği, librettosunun (eser metni) "Büyük Nutuk", Atatürk'ün konuşmaları ve kongre kararlarından yararlanılarak Gülce Çelik Erdoğan tarafından hazırlandığı "Ankara 1923" Korolu Senfonik Şiir Konseri’nin Dünya Prömiyeri 29 Ekim'de Opera Sahnesi’nde yapıldı. Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçılarından Aykut Çınar’ın yer aldığı konserde orkestrayı Şef Erol Erdinç yönetti. Eserde Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ve Korosu sahne aldı.
Eser, Atatürk’ün Ankara’ya Dikmen’den girişi, Kurtuluş Savaşı’nın çeşitli aşamaları, Ankara’nın başkent olarak ilan edilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu’nu anlatıyor. Eser, “Anadolu”, “İzmir’in İşgali”, “Atatürk’ün Samsun’a Çıkışı”, “Postahane Olayı”, “Kongreler”, “Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi (Dikmen)”, Karaşar Zeybeği”, “Anka’nın
Uçuşu” ve “Büyük Taarruz” isimli dokuz bölümden oluşuyor.

Halkın yaşadığı duyguların ifadesi

Eseri yazarken kendisini en çok meşgul eden şeyin; eseri hangi ana başlıklar altında sunacağı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Öncelikle kronolojik sırayla sunmak gerektiğini düşündüm. Fakat öyle bir yazma savaşına girince bunun, hızla akıp giden toplum içindeki gerilimi, Kurtuluş Savaşı ve Anadolu’nun işgalinden başlayıp Büyük Taarruz’da Anadolu’nun düşmandan temizlenmesine kadar geçen süre içerisinde halkın yaşadığı duyguları ifade etmesini istedim.” dedi. Yaylı çalgıların, sıkıntısını atamayan Anadolu’yu anlattığını, vurmalı çalgıların, kimseden emir almadan mahalli olarak kendi yörelerinde direnişi gerçekleştirmeye çalışan Kuvayi Milliyecileri anlattığını, bakır çalgıların ise çaresizlik içinde, cesaretle ortaya çıkan her bölgeden belli başlı kişileri ifade etmek için kullandığını, yapıtın bu üç ana bölümden oluştuğunu söyledi. Erdoğan, Kurtuluş Savaşı'nın yeni kuşak tarafından çok iyi bilinmesi gerektiğini ifade ederek, o dönemde çekilen sıkıntıların, ödenen bedellerin ve bu uğurda can verildiğinin en iyi biçimde anlaşılması için böyle eserlere ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Erdoğan’ın eserini yönettiğim için mutluyum

Cumhuriyetin kurulmasıyla bütün kurumların Avrupalılaşması sürecinin başladığıın belirten Orkestra Şefi Prof. Erol Erdinç,  “Ve bizim Konservatuvarımız kuruluyor. O zamandan bu zamana güzel sanatlar alanındaki çalışmaların ürünlerinin neticesini görüyoruz.” dedi. Erdinç, “Benim için Cumhuriyet’ten günümüze bütün Türk ulusunun her alanda yapmış olduğu çalışmalar ve bu çalışmalardan almış olduğu netice önemli.” dedi. “Kompozitörlerimiz (besteci) çıkıyor. Bunlara eski kuşak kompozitörlerin yazdıkları da dahil tabii ki, ama şimdi bu eseri çok genç bir kompozitör ortaya çıkarttı.” diyen Orkestra Şefi, “Bu genç kompozitörün de çok yetenekli ve başarılı olduğunu görüyoruz, onun eserini yönetmekten çok büyük mutluluk duyuyorum. Cumhuriyetin 85 yıldır ne kadar yol aldığını, ne noktalara gelmiş olduğunu bu eserlerle görmüş oluyoruz.” dedi.

Ankara, Atatürk’ün yarattığı Ulu Bir Başkent

Konsere, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ankara Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, Ankara Vali Yardımcısı Tevfik Karabalık ve çok sayıda davetli katıldı. Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Bülent Kalıpçı; konserin bitiminde yaptığı konuşmada, “Senelerden beri ‘Atatürk, Ankara, Cumhuriyet’ sacayağı üstünde çok sesli bir müzik hayalini kuruyorduk; bugüne kısmetmiş.” dedi. Kalıpçı, projeyi sunduklarında Mustafa Erdoğan’ın büyük bir mutluluk ve şevkle projeyi gerçekleştirmeyi kabul ettiğini, söyledi. Erdoğan’a dökümanlar verdiklerini ve uzun bir uğraştan sonra bugün beğeniyle izlenilen bu şaheseri ortaya çıkarttığını belirten başkan; “Erdoğan’a ne kadar teşekkür etsek azdır” dedi ve ona bir plaket takdim etti. Kalıpçı, “Bu eserin yapılmasında çok büyük katkıları oldu ve Mustafa Erdoğan’la gecesini gündüzüne katarak çalıştı” dediği Gülce Çelik Erdoğan’a şükranlarımı sundu. Başkan, “Değerli orkestra şefi, Devlet Sanatçısı, Sayın Pofesör Erol Erdinç’e huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum.” dedi ve plaket verdi. Konserin 7’nci bölümünde Karaşar Zeybeği’ni seslendiren Solist Aykut Çınar’a da bir plaket takdim eden Bülent Kalıpçı, “Tüm orkestra ve koro elemanlarımıza sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Atatürk ve Ankara özdeşleşmiştir. Biz bir nebze olsun Atatürk’e ve Ankara’ya vefa borcumuzu ödeyebildiysek kendimizi çok mutlu sayıyoruz. Ankara, Atatürk’ün yarattığı değişmez, değiştirilemez ulu bir Başkent olarak ilelebet yaşayacaktır.” dedi. Bu eseri 27 Aralık 2008’de dünya prömiyerini yapmak üzere planladıklarını anlatan Kalıpçı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen’in bu anlamlı günde bu eseri sahneye koymasından büyük bir şükran duyduğunu dile getirerek, Gökmen’e plaket takdim etti. Gökmen, “Bu plaketi orkestra ve koro sanatçıları adına alıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, değerli konuklar; dünyanın en haklı ve en kahramanca destanı olan Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyetimizi bu kadar coşkulu bir şekilde bizlere hissettiren, bu güzel kompozisyonu yaratan çok değerli bestecimiz Mustafa Erdoğan’ı  ve Sayın Gülce Çelik Erdoğan’ı, çok değerli Orkestra Şefimiz Sayın Erol Erdinç’i ve Sayın Aykut Çınar’ı yürekten kutluyorum.” dedi. Şef  Prof. Erol Erdinç, “Nehir tersine dönmez nehir akar gider; Türkiye de Cumhuriyet’i taşıyacak, ilerilere götürecek bütün dalgalanmalara rağmen bütün krizleri atlatacaktır. 85 yıldır şu orkestramız, koromuz, şu bestecimiz büyük ürünler verdiler, bunlar yapıldığına göre korkulacak hiçbir şey yok.” dedi. “Sizden ricam marşı bir kere daha çalacağız, herkes söyleyecek” diyen orkestra şefi yönetiminde Sakarya Marşı hep bir ağızdan söylendi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder